
Türkiye’nin Milli Güvenlik Sorunu: AKP Hükümeti
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 26 Kasım’da 7. Din Şurası’nda yaptığı açıklamalar, gerici ve bölücü unsurların nasıl himaye edildiğini açıkça gözler önüne sermiştir. Tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerini “milli güvenlik” kisvesi altında koruma altına almak, laiklik ve Cumhuriyet için doğrudan bir tehdittir.
Erdoğan’ın tarikatlara yönelik eleştirileri “milli güvenlik sorunu” olarak tanımlaması, asıl tehlikeyi perdelemeye yöneliktir. Oysa Türkiye’nin gerçek milli güvenlik sorunu, AKP’nin emperyalizmin taşeronluğuna soyunan yönetim anlayışıdır.
22 yıllık AKP iktidarının, Anayasa Mahkemesi’nin 2008 tarihli kararıyla laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği tescillendiği gibi, dini siyasete alet eden bir iktidardır. Bu süreçte Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davalarıyla, laik ve demokratik Cumhuriyeti savunan güçler tasfiye edilmiş, mafya-tarikat-sermaye ittifakının önü açılmıştır.
AKP’nin politikaları, yalnızca iç siyasette değil, dış politikada da ülkeyi çıkmaza sürüklemiştir.
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında üstlenilen roller, PKK ile açılım süreci, FETÖ ile yapılan işbirlikleri, ülkemizi ve bölgemizi felaketlere sürüklemiştir.
Ortadoğu’da izlenen yanlış politikalar, Türkiye’yi emperyalizmin taşeronu durumuna getirirken, ülkemizi aynı zamanda emperyalist AB’nin göçmen ve sığınmacı deposu haline getirmiştir.
AB’nin dayatmalarına boyun eğilmiş, NATO’nun genişleme politikalarına destek verilmiştir.
Ekonomi, güvenlik, sağlık, eğitim ve dış politikada yaşanan çöküş, AKP’nin emperyalizme bağımlı, piyasalaştırma politikalarının doğrudan sonucudur. Cumhuriyetimizin ekonomik değerleri ve sofradaki aşımızın kaynağı olan Telekom, Tekel, Sümerbank, Seka, Tüpraş, Petkim gibi stratejik kuruluşlar ve limanlarımız, yıllardır süren yağma ve talan politikalarının kurbanı olmuştur.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi olarak, bu gerici ve teslimiyetçi kuşatmaya karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Türkiye’nin bağımsızlığı, laikliği ve halkın gerçek kurtuluşu için dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
Türkiye’nin çıkış yolu, Cumhuriyet Devrimi kanunlarını kararlılıkla hayata geçirmekten, emekten yana bir Türkiye kurmaktan geçmektedir!