
Çözüm: Tam Bağımsız ve Demokratik Türkiye
Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin eylem ve birlik çağrısıdır.
Biliyoruz ki zorunluluğu gören her yurtsever yapı, örgüt, siyasi parti ve yurttaş, şartlar oluştuğunda vatanını, emeğini, cumhuriyetini müdafaa için harekete geçecektir, birleşecektir. Bu hareket ve zorunluluk tüm örgütsel bencillikleri de aşacaktır. Halkımızın ve insanlığın tüm devrimci, ilerici birikimine ve kendimize güveniyoruz.
Cumhuriyetimizi kuran, düşmanla savaşan devrimci irade; düşmanı ve mücadele yolunu şöyle tanımlıyordu:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin hayat ve bağımsızlığına suikast eden emperyalist ve kapitalist düşmanların saldırganlığına karşı savunma ve bu maksada aykırı hareket edenleri cezalandırma azmiyle örgütlenmiş bir orduya sahiptir. Emir ve kumanda yetkisi Büyük Millet Meclisi’nin tüzel kişiliğindedir.”
Bugün bu “emir ve komuta” Meclis’in, dolayısıyla halkın elinden alınmıştır. Başkanlık rejimi bugün ülkeyi bölmenin, talan etmenin “hukuk”unu oluşturmaktadır. Planlanan anayasa değişikliği bunun tescili içindir. Emperyalistler tarafından, 70 yıldır dayatılan, federatif Türkiye, “böl-yönet”in yurdumuzda uygulanmasıdır. Emperyalizmin ve kapitalizmin temsilcileri çıkarları uğruna, bugün bizi, bölge halklarıyla savaşa hazırlıyorlar.
Bilinmelidir ki; emperyalistlerin ve siyonistlerin çıkarları uğruna dökülecek ne tek damla alın terimiz ne de tek damla kanımız vardır. Yurttaş ezilirken, yoksullaşırken, üç kuruşa muhtaç hale gelirken; hukuk, eğitim, bilim ayaklar altına alınırken, fetih türküleriyle emperyalist planları yutturmaya çalışıyorlar. “…iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit” etmişlerdir. “Millet, fakru zaruret içinde harap ve bîtap” düşmüştür.
Sermaye sınıfı servetine servet katarken, insanlığın başına bela olan emperyalistlerle, siyonistlerle ticaretlerinin gereğini yapmaktadırlar. Dünya Bankası ve IMF işçimizin alın terine bedel biçmektedir. Parayı veren düdüğü çalmaktadır. Daha dün “seni başkan yaptırmayacağız” diyenler, başkanlık rejiminin payandasına dönüşmüşlerdir.
Dün idam ipi sallayanlar, bunun üzerinden yıllardır siyaset ve hamaset üretenler, bugün bölücü terörle, güya terörü sonlandırmak adına müzakere halindedirler. Ülkeyi bölünmeye götürecek anayasayı birlikte hazırlıyorlar. Terörle müzakere yapanlar, terör ilişkisi ile belediyelere operasyon yapmakta, havuç-sopa siyaseti ile süreç ilerlemektedir. Yeni açılımlara yelken açanlar, efendilerinin buyruğunu yerine getirmektedir. Her hamleleri ülkenin bütünlüğüne karşı, batılı emperyalistlerin çıkarları ve talimatları doğrultusundadır.
Suriye’yi bölüp talan edenler, Türkiye’de de aynı planı gerçekleştirmektedirler. Bu şer hattı ancak ve ancak, anti-emperyalist, anti-kapitalist bir programla, halkın yurtsever ve devrimci birliğiyle aşılabilir. Cumhuriyet Devrimimizin programı bunu başarabilecek yegâne programdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi halk iradesini sağlayacak yegâne çatıdır. Başkanlık sistemi bölünmenin, fakirleşmenin, uşaklaşmanın, boğazlaşmanın sistemidir. Derhal parlamenter sisteme geçilmeli, bu devran tersine döndürülmelidir. Hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığı ilkeleri hayata geçirilmeli, memleketin ipleri mafyanın, tarikatlarin, sermayedarların elinden kurtarılmalı ve tekrar halkın iradesine verilmelidir.
Partimiz Cumhuriyet Devrimi rotasında, emekçi halkımızın gücüyle ve programıyla mücadeleyi örgütleyecektir. “Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye” tüm halkın özlemidir, umududur. Bu yolda hepimizin omuz omuza, sırt sırta olacağımızı biliyoruz.